16 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Burcu Kızılay, oyunculuk mesleğine de gönül veren isimlerden... Üniversite yıllarında oyunculuk eğitimi de alan Kızılay, bir yandan fikri hür, vicdanı hür öğrenciler yetiştiriyor, bir yandan da dizi setlerinde ter döküyor.
Burcu Kızılay, sosyal medyada çektiği videolarla herkesi güldüren bir isim... 16 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Burcu Kızılay, bir yandan sosyal medyaya içerik üretiyor bir yandan da gönül verdiği oyunculuk mesleğini icra ediyor. Sınıf öğretmenliğini asla bir kenara itmeyen ve görevini en güzel şekilde icra eden Kızılay, hem öğrenci yetiştiriyor hem de hobisi olan oyunculuğu icra ediyor. Sınıf öğretmenliği ve oyunculuğu birbirine benzeten Burcu Kızılay, ilerde başrol oyuncusu olmayı hedefliyor.
"DİZİLERDE ROL ALIYORUM"
16 yıldır uzman sınıf öğretmeni olarak çalıştığını belirten Kızılay, "Şu an İzmit'te Kocatepe İlkokulu'nda 3. sınıfları okutuyorum. Hayatını kişisel gelişime adamış, meraklı, çalışmayı seven, tiyatro eğitimi almış, öğretmenlik hayatında da çokça başarı belgesi ve üstün başarı belgesi almış biriyim. Aynı zamanda 2 erkek çocuğu annesiyim. 'Oyuncu olunmaz doğulur' diye bir söz var. Bu söze kesinlikle katılıyorum. Çünkü kendimi bildim bileli, tiyatro oyunu izlemeye, sinemaya gitmeye bayılırım ve izlerken benliğimi bulurum. İlk 'ben oyuncu olacağım' sözünü ortaokuldayken söylemiştim. Antalya'da 23 Nisan kutlamalarında cam piramitte yapılan tiyatro gösterisine katılmamla oyuncu olmak istediğimi anladım. Tiyatro eğitimi almak ise üniversitede Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden nasip oldu. Eğitim bir sene sürdü ve sonunda 9.Noroloji Koğuşu isimli bir tiyatro eserini canlandırdık. Şimdilerde de dizilerde rol alarak devam ettiriyorum. En son Kanal 7'de Gelin dizisine yan cast olarak Hatice karakteri ile dahil oldum" diye konuştu.
"ÖĞRETMENLİK ÇOK DAHA ZOR"
Hayatın da bir dizi seti gibi olduğunu anlatan Kızılay, "Anlık durumlar yaşıyoruz ve gerekli tepkileri veriyoruz. Biz de bunu derslerde drama yoluyla aynı set ortamında gibi canlandırarak hem daha iyi öğreniyoruz hem de okul bizim için sıkıcı bir ortamdan çıkıyor, yaşayarak öğrenme ortamına dönüştürüyoruz. Yeteneklerimizi keşfedip, tepkilerimizi kontrol etmeyi öğreniyoruz. Arkadaşlık ilişkilerimizi düzenleyip, deneyim ediniyoruz. Her mesleğin kendine göre zorlukları var ama severek yapınca hiçbiri zor gelmiyor. Oyunculuk mu yoksa öğretmenlik mi zor diye illaki bir seçim yapmam gerekiyorsa öğretmenlik daha zor. Çünkü minik sevimli bir öğrencinin tüm sorumluluğu öğretmende oluyor. Ayrıca sınıfta 30 minik güzel yürek olunca sorumluluk daha da artıyor. Beden ve zihin yorgunluğu da cabası... Ayrıca öğrenciyi her açıdan iyi bir vatandaş yapmaya çalışmak ve bunu çok çeşitli öğrenme yöntemlerine uyarlayarak yapmak ciddi beceri, tecrübe ve özveri istiyor" dedi.
"SÜREKLİ GELİŞİM VE DEĞİŞİM İÇİNDE OLMALI"
Herkesin oyuncu olamayacağını ifade eden Burcu Kızılay, "Oyunculuk, ne kadar eğitim alırsanız alın yeteneğiniz yoksa herkesin yapabileceği bir şey değil. Buna kanıt olarak eğitim almamış, alaylı diye tabir edilen ama çok başarılı oyuncuları gösterebiliriz. Set ortamı ayrıca bilgi gerektiren bir ortam, sürekli gelişim ve değişim içinde olmalı oyuncu. Öğrenmeye açık ve meraklı olmalı. Gözlem yeteneği güçlü ve hafızası kuvvetli olmalı. Dolayısıyla kendinde bu özellikleri görenler ve yeteneği olduğu mesleğe hakim kişilerce saptananlar oyunculuk yapabilirler" şeklinde konuşu.
"BAMBAŞKA BİR BOYUTA GEÇİYORUM"
Burcu Kızılay, "Biz insanlar içimizde çok çeşitli karakterleri barındırırız fakat yaşam içinde her karakteri ortaya çıkaramayız. Bastırmak zorunda kalırız. Bu da bizi kısıtlar. Ama oyunculuk, çok büyük bir dünyaya kapı açan, içimizdeki çeşitli karakter ve ruhlara nefes alma imkanı tanıyan,özgürleşmek ve yaşamadan tecrübe sahibi olmamıza fırsat veren mükemmel bir meslek dalıdır. Oyunculuk yaparken bambaşka bir boyuta geçiyorum. Esas kişiliğimi unutup oynadığım karaktere dönüşüyorum, öncesinde o karaktere dair gözlemlediğim her şey bir bir beynimden bedenimden fırlıyor dışarıya. İnanılmaz bir deneyim" ifadelerini kullandı.
"2 MESLEKTE BİRBİRİNE BENZİYOR"
Hiçbir zaman 2 mesleği de ayırt etmediğini ablatan Kızılay, "İkisinin de birbirine benzeyen sorumlulukları var. Mesela ne hissederseniz hissedin duygularınızı ne sete ne de sınıfa getiremezsiniz. Çünkü iki meslekte bu konuda çok hassastır. Bir tarafta ekranda sizi izleyen izleyiciler, bir tarafta yine size kilitlenmiş pür dikkat ne anlattığınızı hem gözlerinizden hemde beden dilinizden anlamaya çalışan pırıl pırıl gözler var. Bir gün öncesi ne yaşadığınızı kimse anlamamalı yoksa hem ders hem de dizi hedefine ulaşamaz. Diğer bir nokta ise oyunculukta kendinizin öğretmeni oluyorsunuz, yeri geliyor sertçe eleştiriyorsunuz yeri geliyor kendini ödevlendiriyorsun. Hep daha iyisi olması için yönetmen de oyuncunun öğretmeni aynı zamanda. Onu çok iyi dinleyip harfiyen dediklerine uyman gerekir. Sınıf ortamında, set ortamında olmayan şeyler sesçi, ışıkçı, kameraman, yönetmen, yardımcı yönetmen... Sınıfta ise öğrencilerin her şeyi ben oluyorum. Tek bir kamera ile ve kendi ellerimizle yaptığımız materyallerle yaratıcı fikirlerimizi hayata geçiriyoruz. Monoton bir öğrenme hayatından, kalıcı ve eğlenceli bir öğrenmeye geçiş yapıyoruz. Bir dizi setinde beklemek, sabretmek gerekir aynı şey sınıf öğretmeni için de geçerlidir, öğrencileri beklemek ve sabretmek gerekir. Dizi setinde oyuncuyken, sınıfta setteki olan her şey ben oluyorum" dedi.
"ÇOK KUTSAL BİR MESLEK"
Burcu Kızılay, "Bu dünyaya gelen her canlının bir amaçla geldiğine inanıyorum. Disiplin, sabır, özveri, çalışma ve bolca sabırla vatanıma milletime faydalı insanlar yetiştiriyorum. Mesleğimin ne kadar kutsal olduğunu her geçen sene daha da iyi anlıyorum. Oyunculuğa da benim için terapi, bir mutluluk kaynağı ve yaşam enerjisi olarak devam ediyorum. Umarım bir gün başrol oyuncusu olarak karşınızda olurum. Videolarıma instagramdan @burcukizilayofficial adıyla ulaşabilirsiniz" diye konuştu.
İnşaat, Haber, Gelişmeler
Merkez mahallesi mutlu han sokak no:17/2 Bartın/Sakarya
info@insaatgundemi.com.tr